Merhaba. Linkedin üzerinden yayınlanan ”Newfound Whisper” yayınlarına ulaşmak için abone olmanızı tavsiye ederiz.
Blake ve Mouton'un Yönetim Izgarası, 1964 yılında Robert Blake ve Jane Mouton tarafından oluşturulan ve liderlerin yönetim tarzlarını değerlendirmelerine yardımcı olan bir model. Bizler de liderlik eğitimlerinde vaka çalışmalarını ve hikayeleri bu model üzerinde anlatırız. Bu model, liderlerin iş odaklı ve verimlilik ile olan ilgilerini ve insanlara olan ilgilerini iki ana eksen olarak alır. Bu eksenlerin birleşiminden ortaya çıkan liderlik stillerini tanımlar. Yönetim Izgarası adı verilen bu model, liderlerin bu iki faktörü dengeleyerek hem yüksek üretim hem de yüksek çalışan memnuniyeti sağlayabilecekleri ideal liderlik stilini belirlemelerine yardımcı olmak için anlatılır.
Vizyon, bir toplumun, bir organizasyonun veya bir insanın gelecekte ulaşmak istediği hedefleri ve idealleri belirleme ve bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir yol izleyeceğini belirleme yeteneğidir. Bir nevi, hayal etme ve gerçekleştirme arasındaki köprüdür.
Vizyon, insanlara ilham veren, onları motive eden ve birlikte çalışmaya teşvik eden de bir yol göstericidir. Vizyon olmadan takım üyelerinin bir araya gelmesi ve ortak bir amaç doğrultusunda çalışmasını sağlamak oldukça zor.
Vizyoner bir lider organizasyonun, nereye gittiğini ve nereye ulaşmak istediğini net bir şekilde tanımlamasını sağlar. Karar alma süreçlerini yönlendirir, stratejilerin oluşturulmasına rehberlik eder ve kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını düzenler.
Adaptif liderlik tarzını konuşmadan önce adaptif davranış tanımı ile başlayalım.
Adaptif davranış, bir bireyin değişen koşullara veya çevresel faktörlere uyum sağlamak için gösterdiği esnek ve uygun tepkilerdir. Adaptif davranışlar, kişinin çevresel değişikliklere hızlı bir şekilde uyum sağlamasını ve bu değişikliklere uygun şekilde tepki vermesini sağlar.
Otantik liderlik kavramı, ilk olarak 20. yüzyılın ortalarında Carl Rogers tarafından insan psikolojisi üzerine yapılan çalışmalarda ortaya atılmıştır. Rogers, bireyin içsel uyumu ve bütünlüğüne odaklanan bir terapist olarak, insanların kendilerini gerçekleştirmeleri için doğal eğilimlerini keşfetmiştir. Bu temel felsefe, liderlik alanında da etkili olmuş ve otantik liderlik kavramı bu bağlamda gelişmiştir.
Dönüşümcü liderlik kavramı, ilk olarak 1978 yılında James MacGregor Burns'un "Leadership" adlı kitabı ile bizlerle buluştu. Bu kitabın, Dawston'un "İsyan Liderliği" adlı çalışmasının genişletilmiş hali dan olduğu söylenir. Geleneksel liderlik tarzının günümüz dönüşüm dünyasına uymadığını ortaya koyan dönüşümcü liderlik kavramı son günlerde daha da gündemde. Hadi birlikte inceleyelim.
Kurumların en önemli varlığı insan kaynağının yönetilmesi ve geliştirilmesi süreçlerinde yaratıcı drama etkin bir yöntemdir. İş sağlığı ve güvenliğinden performans yönetimine, Kurumsal kültür ve iç iletişim sorunlarından işe alıma kadar pek çok alanda etkili sonuçlar alabileceğiniz yaratıcı drama tekniklerini birlikte inceleyelim.
Yaratıcı drama, insanların içsel dünyalarını dışa vurmasını, hayal gücünü kullanmasını ve kendilerini ifade etmelerini destekleyen bir eğitim tarzı olarak öne çıkar. Bu yöntem, öğrenmeyi daha keyifli ve etkileşimli hale getirerek, katılımcıların daha derinlemesine öğrenme deneyimleri yaşamalarını sağlar.
Çalışan yaşam döngüsü, bir çalışanın bir organizasyondaki işe alımından işten ayrılmasına kadar olan sürecini ifade eder. Bu süreç, bir çalışanın organizasyonla olan etkileşimini ve deneyimini tanımlar. Tıpkı müşteri yaşam döngüsü gibi. Aslında bu iki süreci birbirine çok benzetirim. Ayrıca iç müşteri kavramından hareketle kurumlar için çalışanlar da iç müşteri statüsünde yer alıyor. Bu nedenle iki döngünün benzer ve farklı noktaları var. Ancak her iki döngünün de organizasyonlar için oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Geleneksel kapitalizm, sadece hissedarların karını maksimize etmeyi amaçlayan bir işletme modelini temsil ediyordu. Şimdi ise bu model outlet reyonuna devredildi. Yerine ise yeni sezon paydaş kapitalizmi geldi. Bugün bu konuyu konuşalım istedik.
Örnek olaya dayalı öğrenme, bireylere bir konsepti veya beceriyi öğretmek için gerçek hayattan veya kurgusal durumlardan örnekler kullanarak öğrenmeyi teşvik eden bir öğretim yöntemidir. Gerçek yaşamda karşılaşılan sorunlara odaklanarak öğrenme sürecinde çözüm yolları üretilmesini sağlar. Bu yöntem, öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerilerini geliştirmeyi amaçlar.